JavaScript is required
/
Barbie: Çocukluk Travmalarının Pembe Yüzü

blog-banner-app-ekran
İhtiyaçlarınıza uygun uzmanla eşleşin, hemen randevu ayarlayın.
blog-banner-app-yonlendirme-butonu

22 Temmuz 2023

- Genel Bilgiler

Barbie: Çocukluk Travmalarının Pembe Yüzü

Paylaş:
Heltia mobil uygulama görseli
blog-yazar-ikonu

Heltia

Haftalardır gündemimizde olan bir film var: Barbie. Kimisinin heyecanla beklediği, çoğu kişinin pazarlama çalışmalarından artık sıkıldığı ama bir yandan da pembelerden gözümüzü alamadığımız günlerdeyiz.

Margot Robbie ve Ryan Gosling'in başrollerini paylaştığı filme dair yorumlar bir yana, yapım yıllardır üzerine konuşulan bazı konuları yeniden ortaya çıkardı. O da Barbie bebeklerin bir dönemin çocukluklarında yanlış bir beden algısı yaratmış olması.

1959 yılında Mattel oyuncak şirketi tarafından ortaya atılan Barbie bebekler o zaman büyük bir heyecanla karşılandı. Uzun yıllar boyunca çocuklar arasında popüler bir oyuncak olan Barbie bebeklere dair eleştiriler belirli bir noktadan sonra yükselmeye başladı.

Genellikle oyuncakların vücut ölçülerinin gerçekçi olmaması ve kadın-erkek ayrımı yapan cinsiyet rolleri teşvik etmesi konusuna yoğunlaştı.

Barbie Bebekler ve Beden Algısı

Barbie bebeklerin yarattığı beden algısı konusu, beraberindeki yıllarda çocukların ve gençlerin beden imajı ve özgüveni üzerinde yapılan araştırmalarda odak noktalarından biri oldu. Uzun bacakları, ince beli, büyük göğüsleri, zarif vücut hatları, sarı saçları ve mavi gözleri ile tanınan Barbie bebekler gerçekçi olmayan vücut ölçülerine sahipti. Bu da gerçekçi olmayan güzellik standartları oluşmasına daha doğrusu gerçekçi ya da değil, güzelliğin bir kalıba sokulmasına ön ayak oldu.

Bazı araştırmacılara göre yaratılan bu “güzellik idealleri” uzun, ince ve zarif bir vücut şekline sahip olma arzusunu körükledi ve çocuklarda gerçek yaşamda ulaşması zor ya da imkansız olan bir beden algısı oluşmasına yol açtı. Bu olumsuz beden algısı da çocuklarda düşük özgüven, yeme bozuklukları ve diğer ruhsal sorunları tetikledi.

Tabii burada beden algısı ve özgüven üzerindeki olumsuz etkileri tek bir bebek üzerinden vermek doğru değil. Çocukların beden algısını şekillendirmede aile, arkadaşlar, medya ve toplumun diğer unsurları da önemli rol oynar. Ama Barbie bebeklerin etkisinin yadsınamaz olduğu da bir gerçek.

Barbie Bebekler ve Cinsiyetçi Roller

Barbie bebekleri, uzun yıllardır cinsiyetçi roller ve cinsiyet stereotipleri ile ilişkilendirilen oyuncaklardan biri. Bunun birkaç sebebi ve açısı var:

Her şeyden önce bu oyuncaklar geleneksel olarak "kız oyuncakları" olarak kabul ediliyordu. Barbie bebekleri, moda, güzellik, alışveriş gibi stereotipik "kadınsı" aktiviteleri ve meslekleri temsil ettiği için kız oyuncağı olarak geçiyordu. Erkek oyuncakları ise genellikle daha aktif, teknik veya bilimsel temalı görülüyordu.

Bu tür cinsiyetçi bir rol ayrımı da hem çocuklara belli bir cinsiyetin belirli özelliklerine ve beklentilerine uygun hareket etmeleri gerekiyormuş gibi bir algı yaratıyor hem de zaten kırılması gereken “kadınsı aktivite” fikirlerini körüklüyor. Tüm bunlar da böylece cinsiyet rollerinin güçlü bir şekilde kodlandığı bir toplumsal normu pekiştiriyor.

Barbie bebekler geleneksel olarak kadınlara atfedilen meslekleri ve aktiviteleri yansıtırken, erkeklere atfedilenlerden daha fazla teşvik eder. Bu durum, çocukların belirli meslekler ve yetenekler hakkında cinsiyet temelli sınırlamalar içinde düşünmelerine ve hayatları boyunca istedikleri meslekleri seçerken cinsiyetlerine dayalı kısıtlamalara maruz kalmasına yol açabilir.

Kısacası Barbie bebekleri, kız çocuklarının kariyer seçeneklerini sınırlayarak onlara sadece geleneksel kadınsı meslekleri öneren bir mesaj gönderebilir. Bu, kız çocuklarının bilim, mühendislik veya diğer teknik alanlara olan ilgisini azaltabilir ve kariyer fırsatlarını kısıtlayabilir.

Tabii ki cinsiyetçi roller de sadece bebeklerle açıklanamaz ama Barbie'ler bu sorunun bir parçası olabilir. Nitekim bunun farkına varan oyuncak şirketi bir süre önce farklı beden ölçülerinde, farklı genetik fenotipleri yansıtan, kadın-erkek işi demeksizin çeşitli meslekleri temsil eden yeni bebekler de üretmeye başlamıştı.

Bunlara ek olarak Barbie filminin de bir şeyleri değiştirmesini bekleyebiliriz belki. Neticede başrolde oynayan Margot Robbie hem filmde her sahnede kendi gerçek bedeniyle yer alıyor hem de filmin yapımcılığını üstlenerek cinsiyetçi rollerin artık bir anlam ifade etmediğini, etmemesini gerektiğini gösteriyor.

blog-banner-app-ekran
İhtiyaçlarınıza uygun uzmanla eşleşin, hemen randevu ayarlayın.
blog-banner-app-yonlendirme-butonu